Özel eğitim sürecinde, öğrenmenin gerçekleşmesi açısından önemli olan faktörlerden biri de davranışın sıklığı ve çeşitliliğidir.
🌴Spor eğitimini, yine aynı beceri üzerinden ve davranışın sıklığı ve çeşitliliği yönünden ele alacak olursak; topu kovaya, duvara, tranboline veya kişiye atma gibi tekrarlar ile öğretilen davranışın sıklığı ve çeşitliliğinin sağlanmakta olduğunu görebiliriz.
⚡Aynı beceriyi farklı alanlarda ve çeşitli durumlarda kullanmak çocuğun öğrenilmiş davranışında süreklilik ve genellemenin kazanılmasını sağlayacaktır. Ayrıca, beyinde motor alanın duyu alanı, tat alanı, konuşma alanı ve problem çözme alanı ile komşuluğu; motor alanın uyarılması ile, konuşma, tat, problem çözme ve duyusal alanlarda da uyarılmalara yol açmaktadır.
⚡ Bu sebeple dil ve konuşma, beslenmede aşırı seçicilik, problem çözme ve duyu-motor gibi konularda yapılan çalışmalar öncesi bedensel hareketler önerile gelmiştir. Geçmişten günümüze uygulanan bu yöntemin geçerliliği de spor ile eğitimin nasıl faydalı olduğunu daha anlaşılır kılmaktadır.
0-6 YAŞ: - Güvenli bağlanma sürecini doğru geçirmeliyiz. Tüm duyularını harekete geçirmek için ( Farklı sesler dinletmeliyiz, farklı kokular(doğal) koklatmalıyız, Farklı nesnelere dokundurtmalıyız, Farklı tatlar tattırmalıyız ) Çocuğun kendini keşfetmesini, gelişmesini sağlayacak deneyimleri yaşamasını güvenle sağlamalıyız. Kararlı olmalıyız ve yaklaşımlarımız da tutarlı olmalıyız. Oyun Oynamalıyız (Disiplin, öğrenme, karşılıklı güven ilişkisi geliştirme, etrafı güven içerisinde keşfetmesini sağlama, merak duygusundan beyin gelişimine hepsi oyun arenasında öğretilebilecek şeyler) Yaşadıkları duyguları tanımlamalıyız, tüm dikkatimizle dinlemeliyiz, Seçim sunmalıyız, birlikte düşünmeliyiz, kendi duygularımızı söylemeliyiz. Eylem ve nesneleri tanımlamalı, bilgi vermeliyiz. Yer, yön, mekan, zemin kavramlarını renk, şekil ve sıfatlarını anlatmalıyız. Yaşına uygun kitaplar tercih etmeli ve birlikte okumalıyız. Farklı nesneleri boyamalıyız ( kağıt, tahta, taş, kozalak) Çocuğumuz Zıplamalı, tırmanmalı, sallanmalı, toprağa dokunmalı, yoğurmalı, itme ve çekme hareketleri yapmalı ve denge hareketleri yapmalı. Çocuğumuzun her yaşına uygun bizi taklit etmesine imkan tanımalı ve çeşitlendirmeliyiz.( karşılıklı diş fırçalamak, karşılıklı ritim yapmak, karşılıklı yapı inşa oyunları ) Bütün Gelişim Alanlarını ( Bilişsel, Sosyal, Psiko-motor, Duyuşsal, Duygusal ) destekleyecek oyunlar oynamalı ve akranlarıyla bol bol vakit geçirmelidir. NOT: HER ÇOCUK AYRI BİR RENKTİR, En önemli nokta frekans tutturmaktır. İletişim becerilerinde çocuğunuzun frekansını yakalıyorsanız doğru yoldasınız demektir.
Spor Eğitimi temel amacı bireyin Psiko-motor gelişimini desteklemektir.
* Bireyin; atma,tutma,itme,çekme,zıplama,sıçrama,denge, vücut koordinasyonu, vücut reaksiyonu, alan farkıdanlığı, vücut farkındalığı, nesne kontolü vb. Yönlerine katkı sağlar.
* Spor eğitiminin temelinde bireyin psiko-motor gelişimi olsa da, Spor eğitimi aynı zamanda diğer bütün gelişim alanlarıyla ( bilişsel,sosyal, duyuşsal) doğrudan bağlantılıdır.
* Spor eğitimi bireyin taklit etme becerisi üst düzeye çıkarır, bireyin taklit becerileri geliştiğinde, , bilişsel becerilerin gelişimi(boyama,örüntü,eşleme,yazma vb) sosyal becerilerinin gelişimi (oyuna eşlik etme, oyun kurma, oyun sürdürme ) özbakım ve yaşam becerileri gelişimi ( ellerini,yüzünü yıkama, diş fırçalama,üstünü giyme çıkarma vb) hız kazanacaktır.
* Bir becerinin kalıcılığı için bütün öğrenme basamaklarında yoğun bir tekrar gerektirir, Spor egitimi beceri çeşitliliğinden dolayı, öğrenme sürecini kolaylaştırır.
* Spor eğitiminde tırmanma,takla atma, yuvarlanma, sıçrama gibi vb. beceriler bireyin duyuşsal doyumunu da sağlamaktadır.
* itme, çekme, sıkma, çökme,kalkma, atma,tutma, taşıma,sektirme vb beceriler bireyin özbakım ve yaşam becerilerinin öğreniminde kolaylık sağlamaktadır.
Sonuç Olarak; Spor Eğitimi bireyin yaşam kalitesini artırma da doğrudan etkilidir. Bireyin oyun üretme, oyun oynama, alanını fark etme, muhakeme, iletişim, problem çözme, nesne sürekliliği vb. Yönlerin gelişiminde ciddi katkısı vardır.
Otizmli çocuklarda sese, müziğe karşı ilgileri en çok dikkat eden özellikleridir.
⚡Konuşma gelişimlerinde oldukça etkilidir. Çünkü konuşma da aslında bir ritim göstergesidir.
⚡Sosyal gelişimlerinde etkindir. Rahatlama etkisi yaptığı için öfke nöbetleri azalmakta ve uyum süreçleri artmaktadır.
⚡Problem çözme becerileri gelişmektedir. Bir olaydan sonra ne geleceğini tahmin etme becerisini arttırır.
⚡Ortak dikkat süresini arttırmaktadır.
Ritim çalışmayı eşgüdümlü tekrar etmesi aynı anda ona dikkat etmesi ortak dikkat süresi süresini ve dikkat becerisini arttırmaktadır
⚡ Ritim bunların dışında grupla beraber hareket edebilme becerisini geliştirir, takip, düşünme, nesne kontrolü, işitsel hafıza, görsel hafıza, bellek gibi bir alanı da desteklemektedir.
Otizmli çocukların %75'inde gecikme belirtileri 1 yaş civarında başlamaktadır. %25'inde belirtiler, 2 veya 3 yaşında başlar. Otistik davranışlar 2 yaşında 1 yaşa göre daha belirgindir. 3 yaşında ise 2 yaşına göre daha belirgindir. 1 yaş öncesi kritik davranışlar:
⚡ Babıldamanın olmayışı veya nadir olması
⚡Sosyal gülümseme olmaması
⚡Kucağı alınma beklentisinin az olması
⚡Konuşanın yüzüne bakılmaması
⚡ Adı çağrıldığında bakmaması
⚡Göz kontağının az olması
⚡Garip duruş ve tekrarlayıcı hareketlerin gözlemlenmesi
⚡Objelerin amacını keşfetmeme ya da tuhaf biçimde inceleme (aşırı ağız oynatma, göze yakın tutma)
⚡Bazı objelere aşırı ilgi
⚡Uyku problemi (gaz dışında) ya da çok sakin bebek (aşırı pasif)
⚡Motor gelişim gecikmesi
⚡Otizm hayatın birçok alanını olumsuz yönde etkileyen, belirtileri 3 yaşından önce başlayan, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlara yol açan bir nörogelişimsel bozukluktur.
⚡ Otizm görülme sıklığı her geçen gün artmakla birlikte bilinen tıbbi bir tedavisi de yoktur. Otizm ancak erken tanı, erken, nitelikli ve yoğun eğitim ile aşılabilir.
⚡Otizmin yaygın olarak görülen belirtileri;
• Göz kontağı kuramama Seslenildiğinde bakmama
• Söylenenleri anlamıyormuş, duymuyormuş gibi davranma
• Basit komutları yerine getirememe İsteklerini belirtmek için işaret parmağını kullanmama
• Oyuncaklarla işlevlerine uygun oynamama (arabaları yan yana dizme, tekerleklerini döndürüp izleme)
• Sallanma, dönme, el çırpma, parmak ucunda yürüme gibi tekrarlayıcı davranışların görülmesi
. Yaşıtlarının oynadığı oyunlara ilgisizlik Konuşmada gecikme( 1 yaşında tek kelimeler – 2 yaşında iki kelimeli cümlelerin başlamaması)
• Anlamsız sesler ve kelimelerin tekrarı
• Ses, koku ve tatlara karşı aşırı hassasiyet
. • Taklit becerilerinde yetersizlik
• Motor becerilerde yetersizlik
• Alan farkındalığında zayıflık.
Bu belirtilerin tümü çocuğunuzda var olmayabilir.
Ancak en az 2 tane çocuğunuzda gördüğünüz ve sizi kuşkuya düşüren belirti varsa mutlaka bir Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanına ya da Çocuk Nörolojisi Uzmanına başvurmalı ve vakit kaybetmemelisiniz.
Televizyonun Çocuk Saldırganlığı Üzerindeki Etkileri:
⚡Çocukların televizyonda maruz kaldığı şiddet ve saldırganlık, özel kaygılara yol açmaktadır ( Gentile, Mathieson & Crick, 20 1 0; Scharrer & Demers, 2009).
⚡Örneğin, Cumartesi sabahı çizgi filmleri saatte ortalama 25'ten fazla şiddet eylemi göstermektedir. Bir deneyde, okul öncesi çocuklar rastgele iki gruba ayrılmıştır:
⚡Bir grup, 11 gün boyunca Cumartesi sabahı doğrudan şiddetli çizgi filmlerinden alınan televizyon programlarını izlerken; ikinci grup, televizyondaki çizgi filmleri şiddet görüntüleri çıkarılmış olarak izlemiştir ( Steur, Applefield & Smith) . Daha sonra çocuklar anaokullarında oyun oynarken gözlemlenmiştir.
⚡Şiddet içeren TV çizgi filmlerini izleyen çocuklar, şiddet içermeyen TV çizgi filmlerini izleyen çocuklara kıyasla oyun arkadaşlarını daha fazla tekmelemiş, iteklemiş ve onların boğazlarını daha fazla sıkmıştır.
⚡Çocuklar iki koşula (şiddet içeren TV çizgi filmlerine karşı şiddet içermeyen TV çizgi filmleri) rastgele atanmış olduğundan, TV de şiddet içeren programa maruz kalmanın araştırma konusu çocuklarda artan saldırganlığa neden olduğu sonucuna varabiliriz.
⚡Diğer araştırmalar da, bir çocuk olarak televizyon şiddetini izleme ile yıllar sonra saldırgan davranma arasında bağlantılar bulunmuştur.
⚡Örneğin bir araştırmada, 6 ila 1O yaşları arasında medya şiddetine maruz kalmak, genç yetişkinlerde saldırgan davranışla ilişkilendirilmiştir ( Huesmann ve diğerleri, 2003 ).
⚡Televizyondaki şiddet içeren programlara ek olarak, şiddetli video oyunlarını, özellikle de son derece gerçekçi olanları oynayan çocuklar hakkında da gittikçe artan bir endişe mevcuttur (Escobar-Chaves & Anderson, 2008).
⚡ Bir araştırmada, şiddet içeren video oyunları oynamanın hem erkeklerde hem de kızlarda saldırganlıkla ilişkili olduğu bulunmuştur ( Anderson, Gentile & Buckley, 2007; Carnagey, Anderson & Bushman, 2007).
En temel duyu sistemidir. Denge, duruş ve hareket duyusunu oluşturan sisteme verilen isimdir.
🌴 Vestibüler sistem reseptörleri, iç kulakta yerleşmiştir. Bu sistem denge, göz hareketleri, postür, kas tonu ve dikkati etkilemektedir.
🌴Ayrıca vücudumuzun mekana ve yer çekimine karşı pozisyonunu da belirler.
🌴Vücudumuzun alan içinde nerede olduğu hakkında bilgi verir. Bu sistemde sorun olduğu taktirde, diğer duyu sistemleri de olumsuz etkilenir.
🌴Hiposensitive Belirtiler (Harekete karşı "duyarsız" olma)
⚡Aktiviteden aktiviteye hızlı geçişlerin olması,
⚡Hızlı ve rotasyonel hareketlerden çok hoşlanma,
⚡Sürekli hareket halinde olma,
⚡Tehlikeli aktiviteleri isteme,
⚡Sabit pozisyonlarda bile vücudun hareket halinde olması,
🌴Hipersensitive Belirtiler (Harekete karşı fazla hassas olma)
⚡Oyun parklarında oynamak istememe (salıncaklara binme, kaydırağa çıkma, tırmanma gibi aktivitelerden uzak durma),
⚡Aşırı temkinli olma,
⚡ani hareketlerde çok endişe etme, ⚡Yukarı atılıp, yakalanmaktan hoşlanmama,
⚡ Kafayı farklı pozisyonlara almakta çok zorlanma ve reddetme (örneğin takla atma gibi aktiviteler),
⚡Denge isteyen aktivitelerde zorlanma,
⚡Sakar hareketlerde bulunma, ⚡Yüzükoyun pozisyonlardan rahatsızlık duyma,
🌴Rotasyonel hareketlerden kaçınma Vestibüler Sistemi Geliştirici Aktiviteler Bisiklete, patene, scootera binmek. Yuvarlanma ( yumuşak, sert ve pürüzlü yüzeylerde) Salıncakta sallanma Statik denge araçları ( denge tahtası, bosu vb) Trambolinde zıplama
Masa Tenisi Faydaları Masa tenisi, sadece kasları, eklemleri güçlendiren, kalori harcamaya yardımcı olan ve fiziksel zindelik sağlayan bir spor değil. Zihinsel açıdan da hatrı sayılır katkıları var. Zihin açıklığını ve konsantrasyonu artıran masa tenisi, el-göz koordinasyonunu güçlendiriyor. Bu eğlenceli sporun doğasında hız, kontrol ve sistematik olma yatıyor. Masa tenisi topunun belli bir hızda ilerlemesini hesaplama, topa raketin hangi bölgesi ile vurulacağına karar verme, el-kol-bilek duruşunun ne şekilde olacağını topun geliş hızı ve yönüne göre belirleme gibi incelikleri var masa tenisinin. Tüm bunlar üzerine hızlı biçimde düşünme ve vücudu buna göre harekete geçirme mecburiyeti, oyuncunun hızlı karar verme yetisini ve reflekslerini güçlendiriyor. Hızlı karar verme ve güçlü reflekslere sahip olma becerileri sosyal yaşantıda da kişiye büyük fayda sağlıyor. Masa tenisi faydaları arasında analitik düşünme yetisinin gelişimini de saymak mümkün. Masa tenisi oynayan kişilerde bu yetiyle birlikte olaylara ve durumlara karşı verilen reaksiyonlar daha hızlı ve daha sağlıklı hale geliyor. Masa tenisinin zihinsel faydaları bunlarla da sınırlı değil. Beynin hafıza ve yön bulmada önemli rolü olan hipokampus isimli bölgesini düzenli olarak uyaran masa tenisinin unutkanlıkla başa çıkmakta faydalı olduğu biliniyor. Tüm bunlara ek olarak masa tenisi birden fazla oyuncuyla oynanan iyi bir iletişim aracı olduğu için sosyalleşmeye de katkı sağlıyor.
Görsel uzaysal işlev zorluklarına sahip olan çocuklar. Bu asamada uzay ve zamani birbirine bağlamakta zorlanır. İhtiyaç duydukları pratik yapılırsa, karşılığını hiç beklemedikleri bir şekilde alırlar: Örnek olarak büyük bir topu yakalayıp atmak, çocuğun karşıdan karşıya ge- çerken hesaplaması gereken hız ve mesafenin ölçümünü destekleyen bir egzersizdir. Bu hareketler aynı zamanda koordine hareketler için gereken beden farkındalığını da sağlar. Üç tekerlekli ya da iki tekerlekli bir bisikleti sürmek için çocukların bedenlerinin farklı bölümlerini kullanmayı öğrenmiş olmaları gerekir. Bisiklete ya da trotinete (scooter) binerken insanlara ya da park halindeki araçlara çarpan çocuklar bunu bilerek yapmazlar. Sadece bedenlerinin farklı bölümlerinin koordine etmek için daha fazla pratiğe ihtiyaçları vardır. ASD'li çocukların bu beceriler konusunda her gün ne kadar çok pratik yapmaları gerektiğini söylesek azdır.
⚡Taklidin ana işlevi öğrenme işlevidir.
⚡Taklidin gözlemleyerek öğrenme işlevi açısından önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Taklidin öğrenme noktası ayna nöron sistemidir.
⚡ Ayna nöron sistemi, sosyal beceri, taklit becerisi ve empatinin temelini oluşturmaktadır.
⚡ Otizm ve ayna nöronlar arasındaki ilişki ise ayna nöronlardaki bozulmalar sebebiyle otizmde sosyal beceri öğretimi ve otizmde taklit ve taklit becerileri çalışmaları konusunda zorluklara yol açmaktadır.
⚡En basit ayna nöronlar deneyi, esneme ile gözlenebilir.
⚡Taklit, insanın sosyal gelişimi, öğrenmesi ve iletişimi için büyük bir role sahiptir ve enstrümantal öğrenme, ilişkisel öğrenme ve birçok duygusal süreç tabanlıdır.
⚡Yani taklit, basit bir kas hareketi sürecinden çok daha karmaşık bir süreçtir.
⚡Doğal ortamlarda, bebeklerin, yeni beceri ve davranışları öğrenmelerinde, başkalarının eylemlerini gözlemleyerek öğrenmeleri önemli bir yoldur.
⚡Bu doğrultuda taklit, çocuğun içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal çevreyi keşfetmesi ve diğer insanların eylemlerinde amaçlananları öğrenmesi açısından, bir öğrenme aracı olarak hizmet etmektedir.
⚡Ayrıca erken dönemde bilişsel gelişim sürecinde önemli bir rol oynayan taklidin deneme ve yanılma ile problem çözme gibi öğrenme yollarına göre daha etkili bir öğrenme aracı işlevi görebildiği savunulmaktadır.
⚡Bu bağlamda, gözlemleyerek öğrenme, model tarafından sergilenen bir davranışın gözlenmesi ile yeni davranışların edinimi olduğu bilinmektedir.
⚡Taklit dil, oyun ve sosyal bütünlük için hayati önem taşır.
⚡ Hepimiz başkalarının ve eylemlerini kopyalayarak öğreniriz.
Küçük uygulamalar için en önemli yollardan biri eşleştirmek.
Zıplamak; çocuğunuzun vestibuler ve proprioseptiif sistemlerini geliştirir. Bilimsel sonuçlara baktığımızda, bu iki duyunun gelişiminin; duygusal, sosyal, akademik ve fiziksel birçok yönden çocuk gelişimine katkısı olduğunu, sinir sistemi gelişimini desteklediğini görüyoruz. Çocukların erken yaşlardan itibaren zıplama, sallanma, atlama gibi bu sistemleri uyaran aktiviteleri tercih etmeleri, içgüdüsel olarak sinir sistemlerini geliştirmek için beyinlerinin bulduğu pratik bir çözüm yoludur. Çünkü, el göz koordinasyonu, yazı yazma, vücut farkındalığı, dikkat, özgüven, üç boyutlu düşünce, algı ve duygusal kontrol gibi daha onlarcasını yazabileceğim gelişmiş becerilerin tamamı, erken yaşta çocukların bize oyun gibi görünen hatta zaman zaman korkudan tüylerimizi diken diken eden aktiviteler aracılığıyla edindikleri duyusal tecrübelerin beyinde yeni sinaptik bağlantılar kurularak sinir sistemini geliştirmesinin sonucudur. Vücut farkındalığı oluşturma, kuvvetini doğru bir şekilde kullanma, denge gelişimi, büyük ve küçük kas gruplarını aynı anda harekete geçirme, doğru nefes kontrolü, nesne kontrolü, vücut reaksiyon kontrolü, doğru nefes alıp verme alışkanlığı, lateral çalışma ( sağ sol tarafın doğru organizasyonu )doğru zamanda vücudunu kasma ve bırakma alışkınlığı dikkat, takip, hızlı düşünme, doğru zamanda hareket etme, karar verme, gerektiği zamanda doğru tepki verme, nesne kontrolü, alan farkındalığı, problem çözme, hareketi yorumlayıp doğru hamle yapma, hız reaksiyonu, nesne de hız reaksiyonu, doğru adımlama, gibi bir çok yönünün gelişimi için destek sağlamaktadır.
Çok basit bir şekilde bilateral koordinasyon, vücudun her iki tarafını aynı anda kullanma yeteneğidir.
⚡Bireyin vücudunun her iki tarafını koordine edebilmesi, beynin her iki tarafının da birbiriyle iletişim kurduğunu ve bilgi paylaştığını gösterir.
⚡Bilateral koordinasyonun gelişmesi, ellerin ve ayakların birlikte iyi çalışmasını sağlar.
⚡Bu, yürüme, merdiven çıkma, müzik aletleri çalma, bir kasede yemek karıştırma, iki el gerektiren araçları kullanma ve çevre hakkında tam görsel farkındalığa sahip olma gibi birçok günlük aktiviteyi gerçekleştirebilmek için önemlidir.
⚡Bilateral koordinasyon becerilerini geliştirmede geciken bir çocuk, iki elini birlikte kullanmak yerine tek elini kullanmayı tercih edebilir ve bazı kaba ve ince motor aktivitelerinde garip veya beceriksiz görünebilir.
⚡Çalışmalar ayrıca iki taraflı motor beceriler ile akademik performans arasında bir bağlantı olduğunu da bulmuştur.
⚡Bazı araştırmacılar, koordinasyon egzersizlerinin beynin düşünmek ve dikkat etmek için gerekli olan kısımlarını uyarabileceğini öne sürüyor.